Ada’nın Defterinden
Bazen bir adım, dış dünyaya değil — içsel bir uyanışa açılır.
Ada’nın hayatı dışarıdan bakıldığında düzenliydi.
Uyumlu, güçlü, hatta örnek gösterilecek kadar dengeliydi.
Ama içindeki sesler, geçmişin kırık aynalarından bugüne sızan gölgelerle yeni yeni konuşmaya başlamıştı.
Bir duruş, bir bakış, bir sessizlik…
Hepsi geçmişle görünmez bağlar kurarken, onun dönüşümü görünmeyeni görmeyi ve bilinmeyene adım atmayı gerektiriyordu.
Bu roman; bastırılmış anıların, sezgisel rüyaların ve iç sesin dilinde akan bir dönüşüm hikâyesi.
Ada’nın adım adım kendine yaklaşmasına tanık olacaksınız.
Karanlık tünellerden geçip içsel ışığını bulduğu o anlarda, belki siz de kendi içinizde bir yerlerde kaybolacak…
Sonra orada, hiç tanımadığınız bir “siz”e rastlayacaksınız.
Çünkü bu hikâye yalnızca Ada’nın değil — bir yerlerde kırılmış ama hâlâ tamamlanmayı bekleyen herkesin hikâyesi.
— Adil Maviş